3 Haziran 2013 Pazartesi

Direnişte Somut Talepler

 Daha önceki yazımızda da direnişe destek veren halkın aklında ki soruları incelemiş ve kendi fikirlerimiz ışığında bu sorulara cevap aramaya çalışmıştık. Yayınlarımızı daha uzun zaman aralıklarıyla ve uzun uzadıya yazabilmeyi biz de isterdik fakat dün yaşadığımız olaylardan sonra çok vaktimiz olmadığı kanısına vardık.

                                                                Direnişin Tahlili
 Türkiye'nin pek çok yerinde İstanbul'a destek olma amacıyla yapılan direnişler aşikar. İzmir ve Ankara'da çok sert müdahalelerden bahsediliyor fakat maalesef olayları yayınlamamak ile kalmayıp üstüne bir de yanlış bilgilendirme yapan bir medyaya sahibiz. En etkili iletişim kanalımız olan Twitter'da bile pek çok asılsız iddia ile karşılaşıyoruz. Bundan dolayı diğer illerde, hatta Taksim ve Beşiktaş dışında kalan yerler de ki direnişler hakkında yorum yaparak sizleri kulaktan dolma bilgilerimle yönlendirmeyi doğru bulmuyorum ancak Beşiktaş ve Taksim'de direnişe faal olarak dahil olduğum için birinci elden bilgilere sahibim. Bundan dolayı buralarda ki direnişi tahlil etmeye çalışıp bir takım fikirler sunmaya çalışacağım. 
 2 Haziran'da Beşiktaş: Gündüz saatlerinde hiç bir vukuat bulunmuyordu. Herkes kendi işini yapmakta ve kimse bir düzensizlik içinde bulunmamaktaydı. Fakat anlam veremediğim bir şey daha vardı. İnsanlar yavaş yavaş Barbaros Bulvarına toplanmaya başladı ve sloganlar atmaya, şarkılar söylemeye başladı- Bu yanlış bir şey değil belki ama çok önemli bir şeye delalet ediyor; 'İnsanların amacı artık Taksim değil. İnsanlar artık hükumetin tutumlarından bıkmış ve kendisine oy vermeyen insanların da fikrinin değerli olduğunu kanıtlama çalışıyor '-. İnsanların hiçbir şeye zarar vermemesine rağmen Polis akşam saatlerinde Beşiktaş'a geldi ve sonrasında artık rutinleşen olaylar başladı. Olayın hukuki boyutuna hakim değilim yani polisin orada toplanan halkı dağıtmak istemesinin yasal olup olmadığını bilmiyorum fakat sonuçta kargaşa kaçınılmaz oluyor. Gece yarısında ise durum hepten vahimleşiyor. 1 Haziran gecesinde alttan ve üstten Tomalar ile halkı sıkıştırıp dağıtmaya çalışmışlardı. 2 Haziran gecesinde ise müdahaleyi daha da sertleştirip çevik kuvvet ve Tomalarla geldiler, ara sokaklara gaz bombası attılar ve sivil ekiplerle girdiler, Abbasağa Parkında plastik mermi bile bulundu. Amaç sanki insanları sadece dağıtmak değildi, daha sert müdahaleler ile karşılaştık.
 Sizin de gördüğünüz gibi polis de her geçen gün olayı abartıyor. Bu yanlış bir şey fakat bizim de gözden kaçırdığımız çok önemli bir şey var. Biz neden Beşiktaş'tayız? Polis bizim ne yapmak istediğimizi biliyor mu? Hükumet halkın taleplerinin farkında mı? Hükumet ne yaparsa bizi durdurabilir? İşte bu sorulara cevap verir ve cevabımızı gerekli mercilere iletmeyi başarırsak bu direnişi -tabiri caizse- masa başında da kazanmış ve amacımıza en kısa yoldan ulaşmış oluruz. 

                                                              BİZİM ÖNERİMİZ
 - Provokasyonlara gelmeyelim
 - Polisin bize saldırmamasını ve Gezi Parkının yıkılmamasını, yetkili mercilere talep  olarak iletelim.

Unutmayın. Biz size bu yazımızı okutmayı başardıysak, siz de bu talepleri gerekli mercilere çok rahat iletebilirsiniz. Yeterli derece de talep iletebilirsek , fiilen çok büyük bir güce sahip olduğumuz bu direnişi masa başında da kazanır ve zaferimizi kaçınılmaz hale getiririz.

 

1 yorum:

  1. Sanırım hali hazırda polisin bize saldırmaması talebilimiz yetkili mercilere ulaştı ki, istanbul polisi gerilimi düşürme kararı aldı. Umarım başta Ankara olmak üzere, diğer illerdeki emniyet müdürleri de benzer kararlar alırlar.

    İlgili haber: http://www.radikal.com.tr/turkiye/polis_gerilimi_dusurme_karari_aldi-1136269

    YanıtlaSil